Hazine'nin Borç Stoku Rekor Kırıyor

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç'in açıklamasına göre, Kasım ayı itibarıyla Hazine'nin borç stoku 9 trilyonu aşarak tarihi bir rekor kırdı. Bu rakam, AKP'nin 2002'deki iktidarının başlangıcından bu yana borç stokunun tam 37 kat arttığını gösteriyor. Üstelik, bu devasa borcun %57'si döviz cinsinden. Her 1 liralık kur artışı, borç stokunu 148 milyar lira daha şişiriyor. Bu durum, Türkiye ekonomisini ciddi bir risk altına atıyor. Borç faizlerinin toplam yükü ise 8,1 trilyon liraya ulaşmış durumda. Hazine, her 100 liralık borç için 135 lira faiz ödemek zorunda kalıyor. Bu da kamu kaynaklarının verimsiz bir şekilde kullanıldığını ve ekonomiyi iyileştirmek yerine daha da kötüleştirdiğini gösteriyor. Bu durumun vatandaşlar üzerindeki etkisi de oldukça büyük. Hükümetin ekonomi politikalarıyla ilgili olarak ciddi endişeler mevcuttur.

Vatandaşların Borç Yükü Artıyor

Vatandaşların borç batağı da her geçen gün derinleşiyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları sadece bir haftada 51,7 milyar lira artarak toplamda 4 trilyon liraya ulaştı. Bankalara icra takibine düşen borç miktarı ise yılbaşından bu yana %135 arttı. 41,4 milyon Türkiye vatandaşının kredi borcu bulunuyor ve kişi başı düşen borç miktarı 88 bin lirayı geçti. Yüksek enflasyon ve düşük gelir artışı nedeniyle vatandaşlar ekonomik olarak büyük sıkıntılar yaşıyor. Bu durum, halkın ekonomik olarak ne kadar zor durumda olduğunu gösteren önemli bir göstergedir. Devletin bu konuda vatandaşlara destek olması gerekiyor. Bu durumun, sosyal huzur ve güvenlik açısından da önemli tehditler oluşturduğu unutulmamalıdır.

Dış Borçlar ve Bütçe Açığı Tehlikesi

Ülkenin dış borç durumu da oldukça endişe verici. Kısa vadeli dış borçlar 180,1 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. Gelecek 12 ayda ödenmesi gereken toplam dış borç miktarı ise 236 milyar dolar. Bu borcun faiz yükü bile 20 milyar doları aşacak. Özel sektörün dış borç stoku ise 265,6 milyar dolara yükseldi. Bu durumun Türkiye ekonomisinin dışa bağımlılığını ve kırılganlığını ortaya koymaktadır. Bütçe açığı da endişe verici bir düzeyde. Merkezi yönetim bütçesi Ocak-Kasım döneminde 1,3 trilyon lira açık verdi. Bu, geçen yıla göre %140'lık bir artış anlamına geliyor. Bütçeden yapılan her 100 liralık harcamanın 13 lirası faize gidiyor. Bu da verimsiz harcamaların ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Yıllık bütçe açığının yıl sonunda 2,2 trilyon lirayı bulması bekleniyor. Bu durumun uzun vadeli ekonomik istikrarı tehdit ettiği açıktır.


Ekim ayında sanayi üretimi %3,1, hizmet üretimi ise %2 azaldı. Bu düşüşler, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu açıkça gösteriyor. "Faiz sebep, enflasyon sonuç" gibi akıl dışı yaklaşımların ekonomiyi felç ettiği ve milyonlarca vatandaşı borca mahkum ettiği belirtiliyor. Cumhuriyet Halk Partisi, üretimi ve yatırımı teşvik eden, halkı borçlandıran değil, halkın refahını artıran politikalarla bu krizi aşacağını vurguluyor.