Kayseri'de yaşayan 70 yaşındaki psikiyatrist Dr. İsmail Gökşen, 30 yıldır unutulmaya yüz tutmuş cicim ve zili gibi geleneksel Anadolu dokumalarını büyük bir özveriyle topluyor ve koruyor. Pınarbaşı ilçesi Kurttepe Mahallesi'nde doğan Gökşen'in bu tutkusu, annesinin kendisine hediye ettiği "kölekar" adı verilen bir kilimle başlamış. Annesinin tezgah başında geçirdiği yılların izlerini taşıyan bu kilim, Gökşen'in hayatında önemli bir yere sahip olmuştur. Bu miras, ona yalnızca bir aile yadigarı olmaktan öte, geçmişin zengin kültür mirasını koruma sorumluluğunu hissettirmiştir.

Bir Tutkunun Hikayesi

Kilimlere olan ilgisi giderek artan Gökşen, halıcı esnaflardan ve köylerden edindiği bilgilerle koleksiyonunu genişletmeye başlamıştır. Bugüne kadar beş sergi düzenleyen Gökşen, eşi Mualla Gökşen'in de desteğiyle 50'nin üzerinde kilimi özenle çerçeveletmiş ve muayenehanesi ile evinde sergilemektedir. Türkiye'nin dört bir yanından ve hatta Orta Asya, Irak ve İran'dan izler taşıyan bu eserler, Anadolu'nun zengin dokuma geleneğini yansıtmaktadır. Özellikle Avşar kültürünün 2200 yıllık geçmişini taşıyan Türkmen gülü kilimleri koleksiyonunun en değerli parçaları arasındadır. Gökşen, bu eserleri gelecek nesillere aktarmayı ve unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı yeniden canlandırmayı hedeflemektedir.

Kilimler: Bir Bilim, Bir Sanat

Dr. Gökşen, kilimleri sadece birer sanat eseri olarak değil, aynı zamanda birer bilim dalı olarak görüyor. Her motifin, her desenin bir anlam taşıdığını ve geçmişin izlerini taşıdığını belirtiyor. Kayseri'nin Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza gibi yörelerinin cicim ve zili dokumalarıyla ünlü olduğunu belirten Gökşen, bu geleneğin 18. yüzyıla kadar uzandığını vurguluyor. Kayseri Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Zahide Şahin'in küratörlüğünde düzenlenen sergiler sayesinde, birçok kişi bu nadide eserlerle tanışma fırsatı bulmuştur. Mustafa Ejder gibi usta halıcılar da koleksiyonun oluşturulmasında Gökşen'e destek olmuştur. Gökşen'in amacı, bu nadide eserleri yurt dışına çıkmasını engellemek ve bir müze kurarak gelecek nesillere miras bırakmaktır. Bu amaç doğrultusunda, ustalarıyla iletişime geçerek bu sanatın yeniden canlandırılmasını sağlamayı da planlıyor.

Bir Müze Hayali

Dr. Gökşen, topladığı kilimleri, eşiyle birlikte kuracağı bir müzede sergilemeyi hedefliyor. "Cicim ve zili dokumaları 50-100 yıldır dokunmuyor. Elimde müze açacak kadar nadide dokumalar var," diyen Gökşen, bu eserlerin gelecek kuşakların geçmişimizde böyle güzelliklerin olduğunu bilmesini sağlamak ve kültürel mirasın korunmasına katkıda bulunmak istiyor. Kilimleri evinde, muayenehanesinde ve bağ evinde büyük bir özenle koruyor. Bu, onun için sadece bir koleksiyon değil; aynı zamanda geçmişe duyduğu derin bir saygı ve geleceğe olan umudunu simgeliyor. Bu nadide eserlerin, geçmişin izlerini taşıyan ve geleceğe ışık tutan birer hazine olduğunu vurguluyor. Koleksiyonu, Anadolu'nun zengin kültürel mirasının bir parçası olarak gelecek kuşaklara aktarılmayı hak ediyor.