TBMM'de görüşülen 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi'nde, CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Türkiye'nin ekonomik durumuna ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Genç, 2024 yılının 11 ayında ÖTV gelirlerinin kurumlar vergisini geçtiğini belirterek, "Ocak-kasım döneminde 1 trilyondan fazla ÖTV toplanırken, kurumlardan alınan vergi 800 milyar lirada kaldı. Bu durum, özel tüketim vergilerinin bütçedeki ağırlığını göstermekte ve halkın alım gücünü daha da düşürmektedir. Bu, halkın mutfağındaki yangını büyüten bir düzendir." dedi.

Bütçe Denetiminin Zayıflaması

Genç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bütçe süreçlerinin demokratik denetimden uzaklaştırıldığını vurguladı. Meclis'in bütçe üzerindeki denetim yetkisinin neredeyse tamamen ortadan kaldırıldığını savunan Genç, bütçe sunumlarında usule aykırı uygulamalar olduğunu, ekli cetvellerin günler sonra milletvekillerine ulaştırıldığını belirtti. Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasındaki görev ve yetki paylaşımındaki karmaşanın da bütçe sürecini işlevsiz hale getirdiğini ekledi. Bu durumun, sadece mevcut bütçe sürecini değil, Türkiye'nin uzun vadeli mali sürdürülebilirliğini de tehdit ettiğini ifade etti. Sayıştay raporlarının sansürlenmesi ve kamu harcamalarının denetlenememesini de eleştiren Genç, mevcut sistemin kamu harcamalarının denetimini zorlaştırdığını hatta imkansız hale getirdiğini belirtti.

Vergi Adaletsizliği ve Sosyal Devlet Anlayışının Terkedilmesi

Aşkın Genç, vergi adaletsizliğine dikkat çekerek, vergi gelirlerinin büyük bölümünün dolaylı vergilerden oluştuğunu, bunun dar gelirlileri ağır bir yük altına sokarak gelir adaletsizliğini derinleştirdiğini söyledi. Asgari ücretle geçinen bir vatandaşın, gelirine oranla bir holding patronundan daha fazla vergi ödediğini vurguladı. Büyük şirketlere verilen vergi muafiyetleri ve teşvikleri eleştiren Genç, hükümetin halktan topladığı vergilerle büyük şirketlere sağladığı muafiyetler arasındaki uçurumun, sosyal devlet anlayışının tamamen terk edildiğini gösterdiğini belirtti. Türkiye Varlık Fonu'nun da paralel bir bütçe gibi çalışarak, kamu kaynaklarının denetimsiz bir şekilde kullanılmasına zemin hazırladığını ileri sürdü. Bu durumun, hem toplumsal huzuru tehdit ettiğini hem de ekonomik eşitsizliği artırdığını ifade etti.

2025 Bütçesi ve Ekonomik Kriz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın açıkladığı verilere göre 2025 yılı bütçesinde 2 trilyon liraya yakın açık olduğunu belirten Genç, bu durumun hükümetin ekonomi politikalarındaki başarısızlığını ve halkın refahını hiçe saydığını gösterdiğini belirtti. Halktan toplanan vergilerin adil bir şekilde toplanmadığını ve israf edildiğini, kaynakların halkın ihtiyaçlarına değil, yandaş şirketlere ve rant projelerine aktarıldığını ifade etti. Genç, bütçe açığının kapatılması için daha fazla borçlanmaya gidileceğini ve bu borcun faizinin yine halktan çıkacağını savundu. 2025 bütçesinin faize hizmet eden bir bütçe olduğunu belirten Genç, halktan toplanan vergilerin sağlığa ve eğitime değil, borcun faizine aktarıldığını öne sürdü. CHP olarak bu bütçeyi reddettiklerini ve halkın refahını önceleyen bir bütçe için çalışacaklarını sözlerine ekledi.